Bir gün bir kapı kapanır, çok sevdiğiniz yolun anlamı “elinizde bir boşluk” olarak kalır. İnsanı kendinden başka teselli edebilecek şeyin olmadığına inananlardanım. Duymak istediğimizi vermeyenler anlamsız bir obje, istediğimizi verenler ise yolsuzluğumuzun yol arkadaşı olur.
İnsanı kendinden başka teselli edebilecek şeyin olmadığına inananlardanım. Duymak istediğimizi vermeyenler anlamsız bir obje, istediğimizi verenler ise yolsuzluğumuzun yol arkadaşı olur.
Alternatif bir yolumuz yoksa yeni bir yol bulmak zaman alır elbet. Kendimizle yüzleşmek, kendimize uygun yol bulmak ya da yeni bir rota oluşturmak çetrefilli gelir bazen. Ama bir yol ya da ihtiyaç listesi derdine düşmeyince, kendiliğinden oluverir her şey. Bazen sadece gerekeni yaşamak gerekir. Acı çekmek mi gerekiyor? Acı çekmekten başka bir şey düşünmemeliyiz.
Kitabımızın adı Işığı Arayanların Karanlık Yanı –Debbie Ford. Mutlaka okumamız gerektiğini düşünüyorum. Dönüp zaman zaman tekrar bakmamızın fayda sağlayacağını. Hepimiz öyle “iyi” olma zorunluluğu ile dövülüyoruz ki, öfkenin, mutsuzluğun, başarısızlığın ya da benzeri şeylerin adeta olmaması gereken duygular olduğu dikte ediliyor. Oysa bir bütünüz ve varoluşumuzda barınan bu duygular bizi biz yapan şeyler. Tam da bunlarla beraber “iyi” ve eksiksiziz. Lütfen her duygumuzu ve özelliğimizi kabul ederek bir başkasının tamamlamasına ihtiyaç duymadığımızı anlayalım. Sadece ruhumuzu mutlu kılacak yol arkadaşları yeterli gelecektir.
Film önerisi olarak Wonder / Mucize var bu hafta.
Yüzünde ciddi bir deformasyon olan çocuğun, kendini dünyadan soyutlama çabası ile başlayıp, gitmek durumunda kaldığı okulunda yaşadığı zorlukları konu alıyor. Ailesinin sonsuz desteği ve sevgisi ile zamanla mucizelere tanık olacağınız bu film, sizi uzunca zaman etkisinde bırakacak.
Bu hafta farklı kapatalım, bir şarkı önerisi ile gidelim.
Düş sokağı sakinleri – Biliyorum hayat yeniler kendini